Friday, May 1

kalbim, çocuklar ve gelecek

Böyle mesela çiçek sulayan kız resmimi tamamlıyorum, içim kıpır kıpır. Birkaç muhteşem insanın videosunu izleyip ilham doluyorum, gülüyorum, seviniyorum, öğreniyorum. Ne güzel insanlar var diyorum; ne kadar yaratıcı, ne kadar pozitif. Dünya aslında o kadar kötü bir yer değil! Sonra bir polis tarafından kalbinden vurulan genç bir çocuğun haberini görüyorum. O haberin detaylarını ararken başka bir yerde, geçen senelerde yine polis tarafından öldürülen aynı yaşlarda başka bir çocuğun haberini okuyorum. Sonra ağlıyorum ama kendimi toparlayıp, gözlerimi silip Uzay’ın yanına gidiyorum ailece biraz oyun oynadıktan sonra onu uyutmak için. Oyun oynarken geçen haftalarda ölüm haberine sürekli ağladığım 9 yaşındaki güzel kız geliyor aklıma yine. Hani şu babası tarafından tavana bağlanıp hortumla dövüle dövüle öldürülen. Hem de iki kardeşinin gözleri önünde. İçim parçalanıyor ama Turgut ve Uzay’la güzel vakit geçirmeye odaklanıyorum. Sonra diğer tüm çocukları düşünüyorum bizim çocuklarımız kadar şanslı olmayan. Aç kalan, dayak yiyen, sokakta yatan, ülkesini terk etmek zorunda kalan, tacize uğrayan, evlendirilen, doğum yapan... Sonra bugün Uzay’ın bezini değiştirirken rahat durmamasına sinirlendiğim için kendime kızıyorum. Kucağımda uyuyan yavruma bakıp onu kokluyorum. Sonra düşünüyorum bu ne biçim, ne acımasız hayat diye. Kalbim çocukların acısını kaldırmıyor artık. Gerçekten duyduğum her kötü haberde biraz daha çöküyorum, kararıyorum, çok ama çok üzülüyorum. Umarım çocukların her daim mutlu olduğu ve zarar görmediği bir hayat vardır gelecekte.

No comments: