Saturday, March 27

yolculuk (iç ses)

Zamanda yolculuk edesim var. Bir anda, ufacık bir bedenin içinden bakmak istiyorum dünyaya. Her şeyden habersiz olunan yaşlardan görmek istiyorum içinde bulunduğum zamanı; şimdiyi. Sadece çocuklara özgü olan o doğallığı, saflığı istiyorum beynimin içinde. Belki de biraz vurdumduymaz olmayı. "Büyükleri" hayrete düşürebilecek, hatta bazen kahkahalarla güldürebilecek kadar açık sözlü ve cesur olabilmeyi. Yaşadığım hayatı, ilk bakışta mantıksız gibi görünen, ama aslında kendine göre çok basit bir matematiği olan çocuksu düşüncelerimle biçimlendirmek istiyorum. Kendimce bir dünya kurup, imkansız diye tanımlananlarla her yanını donatmak istiyorum. Sonra, bir anda, seneler geçmişken kendimi görmek istiyorum. Bu sefer içeriden değil, başka bir gözle dışarıdan bakmak istiyorum kendime. İzlemek istiyorum neye benzediğimi, nasıl bir "büyük" olduğumu. Neleri kaybettiğimi, neleri kazandığımı, hayallerimin ne kadarının benimle kaldığını, ne kadarının uçup gittiğini görmeyi istiyorum. Sevgi kavramını nasıl şekillendirdiğimi, başkalarına duyduğum sabır seviyesinin nerelere vardığını, kibar biri olmaktan vazgeçip geçmediğimi, kısacası nasıl bir insana ya da bir canavara dönüştüğümü seyretmek istiyorum. Sonra da, hala devam etmekte olduğum gerçek hayatıma dönüyorum; mutlu, huzurlu ama birazcık da zor geçen. Ayakta kalmaya çalışmanın verdiği zorlukları ve sorumlulukları her geçen saniyede hissettiğim şimdiki zaman. Garip durumların ve bazı zorunlulukların saçma ve gereksiz mutsuzluklara dönüştüğü şimdiki zaman. Sancılı bir büyüme süreci. Diş çıkarmak gibi, ağrı ve acı hissettiren, arada kaşınan, bazen de hiç varlığını bile duymadığınız... Yine de büyümek güzel. Her ne kadar zor olsa da güzel işte. Sadece, büyürken kaybetmek istemediklerim var içimde. İleride benimle olmadıklarını gördüğümde gerçekten üzüleceğim bazı duygular. Onlara şimdiden sahip çıkıp, içeride güvenli bir yerlere saklamak en iyisi sanırım.